Yazinin icerigi: nanoteknoloji ( pire teknolojisi), klasik fizik, yeni fizik, hareketin yin ve yang kutuplari, doguyu batidan ayiran kök, gemi insada n'apsak
Bu yazi, bazi konular üzerine bir çay bahçesinde yada kafede bir kac arkadasla yapilan sohbet niteligi tasiyacagi icin simdiden haberinz olsun. içerikle ilgili bilgiyide veriyorum ki, sarmaz beni diyenler için de zaman kaybini önlemiş oluruz bir yerde.
Servantes'in Don Kihote romaninin girisinde yaptigi gibi oldu.
Bu ay Bilim ve Teknik dergisi uc dört yil
önce gündeme hizli giris yapan nanoteknoloji üzerine bir ek verdi. Pire
teknolojisi dedim ben buna ama, biliyoruz ki pire bile bu teknolojinin
boyutlarinda bir deve degil bir cok fil yapiyor. Sezgilerimizi, bu
boyutlardaki bir teknolojiye yönlendirmek icin "pire" diyorum, bir önemi
yok. Makro kainatlardan mikro kainatlara gecis yapan ve bunun isaretini
gecen yüzyilin baslarinda kuantum kuramiyla veren fizik, yeni bir
dönemi baslatti. Klasik fizigi yerle bir ettigi gibi neden-sonuc
iliskisi üzerine kurulu nedensellik ve saptama (determinasyon) yani
analitik mantik yöntemlerini de gecersiz kildi. Belki de bu yüzden,
sanirim Bohr'du, suna benzer bir laf etmisti: eger kuantum kurami sizi
sasirtmamissa, onu, anlamamissiniz demektir.
Analitik mantigin gecersiz kilinmasinin
anlami ne olabilir ki? 1600 lü yillarda Servantes don kihote'yi
yazdiktan bir süre sonra Newton isigin, hareketin yasalarini ve integral
ve diferansiyel denklemlerin temellerini yazmaya basladi. Artik bu
bilgiler ve diger benzerleri avrupada bir yüzyil kadar sonra sanayi
devriminin yolunu acti. Ekonomik düzenler (yeni dünya düzeni, simdiki
belirsiz adiyla küresellesme o zamanlardan basliyor), siyasal anlayislar
kökten yeni bir bicime girdi vesaire. Newtonun klasik fizigi makro
seviylerdeydi ve tanri gibi mutlak bir kavrami tehdit etmemisti. Tanri
fikri 3-4000 yillik sürecte farkli bicimler aldi ve hala batida etkin
bir anlayistir ve siyasal-ekonomik sistemlerin kavramsal belkemigidir.
Nasil oluyor bu?
Aslinda dikkatimi ceken su yanlari var
batida bir bilimin, felsefenin ve teknolojinin gelismesi biciminin.
Burada batidan kastim avrupa ve ortadoguda cikan görüslerin toplumsal
örgütlenis ve yayilis anlayisi ve bu anlayisi besleyen bilimsel
cabalari. Saldirgandir, ayrimcidir, üc kagitcidir, mutlakiyetcidir,
bilgiyi tekelinde tutar ve ezme üzerine kuruludur. Bana kalirsa varligi
carcur eden de bir anlayistir. Bu sistemlere dahil olmayi da bizler
icinden gectigimiz egitim ögretimler araciligiyla yapariz. Ahlaksal ve
akademik egitim bizi bu dizgenin bir parcasi haline getiriyor.
Isyerlerinde önce is bulma sorunu,
ardindan is bulunca neyi nasil yapacagin konusundaki sorunlarin ve isler
yoluna girince mutluluk ve yasamin anlami konularinda yasanan depresyon
gibi benzeri ruhsal cikissizliklarimizin kökü bu dizgelerin kurallarina
göre olusturulmus yasam tarzlarindan kaynaklaniyor. Her seyinizin bir
ölcüsü vardir. Boyunuz, kilonuz, zekaniz, duygulariniz, kan
basincinizin, hastaliklariniz ve saglikli olusunuzun bir ölcüsü vardir,
ölcülebilir seyler bunlar. Hatta ne kadar mutlu olabileceginiz bile
belirlenebelir seyler. Ölcümler bizlere kesin bilgi vermemesine karsin,
nasil oluyorda ölcme veri olarak is görüyor? Gercekten is görüyor mu?
Buna bu toplulukta bulunan hocalarimiz aciklama getiriyordur. Tüm
deneylerin ve ölcümlerin belirli kosullari vardir ve sonuclar, yalnizca o
ortamlarda ise yarar. ya da en azindan öyle oldugunu sandik. Yine de bu
bilgilerle cok isler görüldü.
Hakkini yemiyorum.
Bu isler, görecelik ve kuantum kuramina
kadar böyleydi. Görünürde hala böyle ama, kuram bunlarin böyle
olamayacagini ortaya koydu. "neden, niçin" sorularinin yetersizligi ve
hatta deneylerle ispatladiginiz seylerin bile ispat olamayacagi,
kosullarin ve olasiliklarin sonsuzlugunda belirsiz kalacagi, ortaliga
bir kaosun hakim oldugu ve elbette acikca söylenmese de "tanri"
kavraminin da epeyce darbe yemeye basladigi görüldü. Tanri olgu olarak
daha bir kac yüzyil yasamaya devam edecektir. Ama acikca görünüyor ki
artik ilahi aciklamalarla tatmin olmayan insanlarin sayisi artiyor. Moda
halinde budizme, renk olsun diye sufizme kayanlar tahminlerden cok
yukarida. Bu islerin moda halinde yapiliyor olmasi bu görüslerin özünde
neler anlattigini es gecip ticari hale getirse de bilgi kurtlari icin
orada bulunacak cok yöntem ve görüsler var. İnsanligin eski bilgilerine
falcilik, gizemcilik, gelecekten haber
verme gibi saçmaliklarla darbe indirdi bati. hatta, dogu bile bunu yapti.
Her bilgi kendi teknolojisini ve insanini
yaratiyor. Sanayi devriminden, bilgisayar teknolojilerine gecisi,
cogumuz birlikte yasadik ve ne anlama geldigini görüyor, sezebiliyoruz.
Bilim ve Teknigin ekine göre 2025 li yillarda bilgisayar teknolojileri
artik yerini pire teknolijisine birakacak. Bu da elbet kendi kusagini
yaratacak. Gerci, Türkiye özelinde biz iki teknolojiyi bir arada
yürütüyoruz son on, onbes yildir. Nanoteknolojik kusagin ilk bireyleri
su siralarda doganlardan olusacak ve onlar bu teknolojinin ve kuantum
kuraminin anlattiklarinin toplumu olacaklar ve icinde bulunduklari
duruma pek te sasmayacaklar. Cep telefonu dedemizi sasirtsa da biz artik
sasmiyoruz dünyanin öbür ucundan haber almaya.hala sasiran var mi?
Kanimca; neden sonuc iliskisi ömrünü
tamamlamistir yakin gelecegin buluslarinda is görme yetenegi kalmayacak.
Bu haliyle determinasyon yapma geregini ortadan kaldiracak ( sirf bunun
icin bir yigin deney yapiliyor ve saptamalar makaleler olarak bilim
dünyasina gönderiliyor). Karsitlar iliskisi, karsitlarin kutuplari,
karsitlarin birbirini tükettigi ve besledigi, karsitlarin oldugu yerde
hareketin basladigi veya hareketin oldugu yerde karsit kutuplarin
olustugu, mutlak diye bir kavramin olmadigi görüsünü temel alan ve tüm
uzak doguda yasamin en siradan parcasinda bile yer bulan neredeyse on
bin yil öncesine ulasan Yin ve Yang kurami ve bu kuramla cok ortak
özellik tasiyan kuantum kurami gelecek yüzyillarin temeline iyice
oturacak.
Yin ve Yang uzak doguda hareketin karsit
kutuplari icin kullanilan adlar ama ad almasi önem tasimaz, olaylar ada
gerek duymayacak kadar hizli degisir. Bu düsüncenin ilk ortaya
cikisinda, günes vurdugunda aydinlik ve gölgede kalan bölgelerin dikkat
cekmesi oldu. Gölgede, kalan yerler karanlik, göreceli soguk, daha az
devinimli, enerjinin tasarruflu kullanimi gibi özellikler tasirken
aydinlikta kalan bölgeler isikli, sicak, hareketli ve enerjinin
alabildigine kullanimi gibi belirtiler tasiyor. Gölge özellikleri yin,
aydinlik özellikleri ise yang ile aniliyor. Her sey yin ve yang
kutuplari altinda incelemeye aliniyor. Su yapisi geregi yin altinda
incelenirken ates yang özellikleri altinda incelenir. Mutlaklik anlayisi
olmadigi icin top yekün bir yin durumundan veya yang durumundan söz
edilemez. Her yin veya yang icinde göreceli olarak tekrar tekrar yin ve
yang kutuplarina sonsuza kadar
dalalnip budaklanabilir. Sikmamak icin bu konuyu uzatmak istemiyorum ama
yasamda ne karsiligi var peki bunun gibi bir meraka, artik yayginlasan
cok eski bir uygulamadan örnek verecegim. Akupunktur. Batida böyle
aniliyor.
Akupunktur (sivri ucla uyarma) dogu
tibbinin bitkili sagiltim yönteminin yani sira kullanilan bir cok
kuramdan önemli bir tanesi. Dogu tibbinda batidan kökten ayrilarak ölcme
teknigi, labaratuvar da incelemeye alma ve bu sonuclarla kaniya varma
gibi yöntemlere basvurulmaz. Batida saglikli insan tanimi vardir
(determinasyon geregi) ama dogu tibbinda saglikli insan diye bir olgu
tanimlanmaz. Saglik sikintilariniz varsa bu dogu tibbinda yin ve yangin
ayarlardan cikmis olmasi anlamina gelir. Bedenimizde ki organlar ve
birbirleriyle olan iliskileri ve bunlari nasil yürüttükleri yin ve yang
kurami altinda incelenir. Bu görüse göre, beden elektromanyetik bir
enerji yiginidir. Bu enerji yeme icme, sosyal yasantinizin gerilimleri,
duygusal yasantiniz, icinde kaldiginiz iklimsel enerji yapilariyla
etkilesime girer. Bütün ve parca birarada incelenir, psikoloji ve
bedensel rahatsizliklar batida oldugu gibi iki ayri bilim
olarak degil bir arada incelenir. Örnegin güclü korkulariniz icin böbrek
ve sidik kesesi veya öfkeleriniz icin karaciger, melankoli veya
depresyon icin safra kesesi, derin bosluk ve düsüncelilik halleri icin
mide kaba anlamda sorumludur. Vucudunuzda cikan bir ciban veya yaraya
bati tibbinda dogrudan müdahale edilir, doguda buna yol acan enerjisel
bozukluga bakilir ve isarete dogrudan mudahale yoktur. Tikanmis bir
enerji kanaliniz veya asiri calisan bir organiniz varmi bunlar
gözlemlenir ve sagiltilir, bir süre sonra cikan yaraniz kendiliginden
yok olur. Bedende farkli enerji kanallari ve bu kanallarin belirli
yerlerde denetleme noktalari vardir. Akciger kanali, karaciger, kalp,
mide, barsak vesaire gibi farkli kanallar var. Bu noktalar kisinin
enerjitik yapisi incelendikten sonra binlerce yillik uygulamasal
bilgiden yararlinalarak uyarilir ve enerji tikanmalari veya asiri
sarfiyatina ayar cekilir. Beden enerjitik akisini sürdürmeye devam eder.
Dünya saglik
örgütü artik kabul edince on-onbes yildir akupunkturu daha sik duyar
olduk. Bu da ticarileserek ici bosaltilmaya dogru yol aliyor. Iktidarlar
sever para dönen islerle oynamayi.
Batinin gittigi yerde dogunun bilgilerine
ulasmak aslinda batida bundan habersiz bir yasam sürülmesinden
kaynaklanmiyor. Bilgi toplumlara carpitilarak sunuluyor ve bu toplumlari
yönetmek icinse yine bu eskiden beri süregelen bilgiler kullaniliyor.
Dev sirketlerin, ordularin hatta devletlerin yönetilmesinde el kitabi
gibi kullanilan Sun Tzu`nun savas sanati kitabi, thai chi, yoga gibi
kulaga asina uygulamalarin kökünde yin ve yang kurami vardir.
Hatta yelkene gelen rüzgarin, pervaneye
gelen akimin alcak ve yüksek basinclari, elektromanyetigin eksi arti
kutuplari, geminin ön ve arkasinin farkli bicimlere gerek duymasi, suya
batan cisme karsi, kaldirma kuvettinin devreye girmesi gibi olusumlar
yin ve yang kurami altinda incelenebilir olusumlar. Dikkatinizi
cekmistir ki her hareket karsit iki özelligi beraberinde getiriyor.
Akupunkturda ilke olarak yin'e yang; yang'a yin vererek tedavi
yapiliyor. Durumda karsitlari ayirt edebilirsek neyin neye gerek
duydugunu ortaya koymak isi kolaylastiracaktir.
Ülkemizde global firtinalardan simdilik
sevindirici etkilenen gemi insa sektörü, okuluyla, ögrencisi, yetismis
üyeleri, iscileriyle bir hareketlilik yasamaktadir. Yani rüzgar bizden
yana esiyor. Esmenin karsiti durulmak olunca bizi bekleyen bir durulma
süreci önümüzde beklemektedir. Bu durulma dönemini edilgen gecirme
egilimi agir basabilir. Bunu simdiden görüp yine sektörü olusturan
organlarin birbiriyle daha etkin bir iletisme gecmesi, her birimin
kendini yukaridaki gelecek görüntüleri üzerinden hazirlayarak farkli
tasarimlar, farkli egitim taktigi, farkli enerji yollari, farkli
ihtiyaclarin simdiden öngörülebilirligi yolunda is görmeleri sektörü
güclü ve özgün kilabilir.
Okullarda hocalarin tezlerini veya
arastirmalarini, sektörde calisanlarin deneyimlerini ve icinde
bulunduklari uygulamari, ögrencilerin bitirme ödevlerini koydugu ortak
paylasim dosyalari araciligiyla tartismaya acmasi, bilgi ve
becerilerimizi artiracaktir. Sektörde tasarim disarda iyi yapilir
görüsünü tersine cevirmeyi hedeflemek bizleri yetenekli kilacaktir.
Dünyanin farkli bilgilerine icini
bosaltan kanallardan arindirip ulasmanin yollarinin aramak ufkumuzu
acacak, güven verecek ve cesaretli kilacaktir.
ASKIN DEVRIM KARACA
aralık 2006
www.nanogemi.com