16 Nisan 2015 Perşembe

İnanna ve Dumuzi Flörtü- Yazılı İnsanlık Tarihinin İlk Flörtü



İnanna ve Dumuzi Flörtü

Ön Açıklama: İnanna ve Temmuz'un (Dumuzi) birbirini ayartmasını anlatan bu şiirsel kadim öykünün ingilizce aslında kral, kraliçe, tanrı, kutsal tapınak, kutsal kolye vs. gibi günümüzün politik ve dinsel inançlarını yansıtmaya çalışan özellikle kapitalist dünya görüşünün son derece tehlikeli ve yanıltıcı terimlerine baş vurulmuş olduğu görülüyor. Sümerce asıllarına biz ulaşamadığımız ve Sümerce öğrenmediğimiz sürece, bu araştırmayı yapanların dünya görüşlerine veya inançlarına mahkum kalmaya mecburuz. Ancak, benim yapmaya çalıştığım gibi çeviri yaparkan duyargalarınızı açık tutup kadim yazıları bu tip kavramlardan ayıklayabilir, sadeleştirebilirsiniz. Ne kadar saygın olurlarsa olsunlar, sözlüklerin bile taraflı olabileceğini unutmayınız.

Doğu öğretileri üzerine sık sık kendim için çeviri yapıyorum. Çin kadim öğretilerinden (bunlar temelleri Grek felsefesinden çok farklı bilimdir özünde) Tao üzerine İngilizce ve Almanca çevirilerde sık sık "Tao" nun bir çeşit "Tanrı" olarak çevrildiğini görüyorum. Oysa "Tao" bizim topraklarımızda da özellikle Alevi'lerce de kullanılan "Yol" kavramıdır. Başlı başına derin bir öğretidir. Bu öğretilerde kainat yaratılmış bir şey değildir. Yaratan kavramı da görülmez. Konuyla ilgili kitaplardan (Britanica-Mesopotamia: The World's Earliest Civilization) anlaşılıyor ki, M.Ö.3000 ve öncesi dönemlerde Mezopotomya halkları "doğal güçleri" bugün anlatıldığı gibi "tanrı" olarak ele almıyorlardı. Bu kadim uygarlıkların özellikle ilk dönemlerinde "Tanrı" kavramının aslında olmadığını, komünal yaşayan toplumlar olduğunu, batı çevirilerinde "kutsal tapınak" denilen yerin aslında yine bizde günümüzde bile hala Alevilerce uygulanan Cem (Toplanmak) gibi bir çeşit meclis olduğunu, bu yerin tapınmayla alakasının olmadığını, gündelik işlerin yönetildiği bir kurul olduğunu, Prof. Gönül Alpay Tekin'in anlattıklarından çıkarabiliyoruz. 

Bu gerekçelerle, bu çeviri ne tanrısal, ne dinsel ne de ahlaki terimler içerir. Onun yerine yüce kadın, bereketli dişi vs. gibi terimler kullanmayı tercih ettim. Tarım terimleri için, Orta Anadolu'nun çiftçilik terimlerini kullanmaya çalıştım. Şimdi, son derece erotik diliyle doğada döllenmeyi, değişimi, dönüşümü kendine has masalsı diliyle aktaran bu kadim yazılı ilk cilveleşmeye göz atın bakalım, nasıl bulacaksınız. Dillerine bir bakın, hele. Bu öykü bir çok çeviride "Dumuzi ve İnanna'nın Düğünü" yada "Evliliği" gibi aktarılmış. Düğün ve evlilik kavramlarını böylesi bir metin için çok saçma buluyoruz.

Aşkın Devrim KARACA, 16 Nisan 2015



İnanna ve Dumuzi'nin Cilveleşmesi
Utu          : Güneş'i temsil ediyor. Eril. İnanna ile kardeşler.
İnanna     : Aşkı, bereketi ve savaşı temsil ediyor. Dişil.
Dumuzi   : Temmuz, çoban, ekim ve hasatın bereketi, canlı doğanın devamında etken. Eril.
Ningal     : İnanna ondan doğdu. Ay'ı temsil ediyor. Dişil.
Ninşubur : Gün doğuşunun habercisi. İnanna'ya eşlik eder. Bazen eril bazen dişil ele alınmış.

Küçük Sözlük:
 
Eğirmek: Kirman (iğ) gibi bir ahşap aletle lifli malzemelerin iplik haline getirilmesidir. 
Herg etmek: Toprağı alt üst edecek şekilde sürmek. 
Tınaz: Harman yerindeki ekin yığını 

Utu, İnanna'ya şunları söyledi:
Körpe kadın, dolgun keten danesi güzel olur.
İnanna, tahıl daneleri ışıl ışıl sabanın izinde.
Onu çapalayacağım, sana vereceğim.
Biraz keten bezi, ufak veya büyük, hep ihtiyaçtır.
İnanna, sana getireceğim onu.

İnanna:
Kardeşim, hadi keteni getirdin,
Kim tarayacak onu, peki bana?

Utu:
Kardeşim, sana tarayıp da getireceğim.

İnanna:
Utu, hadi tarayıp getirdin,
Kim eğirecek onu, peki bana?

Utu:
İnanna, sana eğirip de getireceğim.

İnanna:
Kardeşim, hadi eğirip getirdin,
Kim yumaklayacak onu, peki bana?

Utu:
Kardeşim, sana yumaklayıp da getireceğim.

İnanna:
Utu, hadi yumaklayıp getirdin,
Kim dokuyacak onu, peki bana?

Utu:
Kardeşim, sana dokuyup da getireceğim.

İnanna:
Utu, hadi dokuyup da getirdin,
Kim ağartacak onu, peki bana?

Utu:
İnanna, sana ağartıp da getireceğim.

İnanna:
Kardeşim, ağartılmış çarşafı getirince,
Kim yatacak benimle, pekiyi?
Utu, kim yatacak benimle?

Utu:
Kardeşim, erkeğin yatacak seninle.
O, doğurgan bir rahimden doğdu.
O, kutlu bir birleşmeden üredi.
Dumuzi, çobandır, o yatacak seninle.

İnanna:
Hayır, kardeşim!
Çiftçidir, yüreğimdeki erkek odur.
Ekinleri tınaz eden.
Ambarlarımı düzenli dolduran.

Utu:
Kardeşim, çobanla eş ol.
Niçin isteksizsin?
Kaymağı iyidir, sütü iyidir.
Neye dokunsa ışıldar parlar.
İnanna, Dumuzi'yle eş ol.
Kantaşından bereket gerdanlığıyla süslenen, sen,
Niçin isteksizsin?
Dumuzi, kaymağını paylaşacak seninle.
Sen ki yolun, o yüce erkeği gözetmektir,
Niçin isteksizsin?

İnanna:
Çoban mı? Yatmam Çobanla.
Üstü başı kaba, yünü sert.
Ben, çiftçiyle yatacağım.
Çiftçi, giysilerim için keten üretir.
Çiftçi, masam için arpa üretir.

Dumuzi:
Ne diye çiftçiden bahsediyorsun?
Ne diye ondan bahsediyorsun?
O, sana kara un veriyorsa,
Ben sana, kara yün veririm.
O, sana ak un veriyorsa,
Ben sana, ak yün veririm.
O, sana arpasuyu veriyorsa,
Ben sana tatlı süt veririm.
O, sana ekmek veriyorsa,
Ben sana, bal peynir veririm.
Ben artakalan kaymağımı çiftçiye veririm.
Ben artakalan sütümü çiftçiye veririm.
Ne diye çiftçiden söz ediyorsun?
Benden fazla neyi var onun?

İnanna:
Behey Çoban, anam Ningal olmasa savrulacaktın.
Ebem Ningikuga olmasa bozkırda sürtecektin.
Babam Nanna olmasa, çatın olamazdı,
Kardeşim Utu olmasa...

Dumuzi:
İnanna, kavga çıkarma şimdi!
Babam Enki, baban Nanna kadar cömerttir.
Anam Sirtur, anan Ningal kadar cömerttir.
Bacım Geştinanna, seninki kadar cömerttir.
Ey yüce kadın, hadi gel, bunlardan konuşalım!

Anlatıcı: Onların konuştukları arzunun sözcükleriymiş. Tutuştukları kavga ise aşıkların birbirini arzulamasına dönüşmüş. Çoban o yüce kutlu yere kaymakla gitmiş. Dumuzi, o yüce yere sütle gitmiş. Kapısına varınca, bağırmış:

Dumuzi:
Aç kapıyı kadınım, aç kapıyı!

Anlatıcı: İnanna, koşarak Ningal'a gitmiş, kendini doğurana. Ningal, kızına şu öğütleri vermiş:


Ningal:
Yavrum, bu genç erkek artık baban olacak.
Kızım, bu genç erkek artık anan olacak.
O, seni baban gibi şenlendirecek,
O, sana anan gibi özenle bakacak.
Aç kapıyı kızım, aç kapıyı!

Anlatıcı: İnanna anasının öğütlerine uydu. Yundu, hoşluk veren kokulu yağlar süründü. Beyaz elbisesiyle sardı bedenini. Neyi varsa hazır etti. Lacicert taşından gerdanlığı taktı boynuna. Mührünü eline aldı. Dumuzi sabırsızlıkla beklemişti. İnanna kapıyı açtı ona. Işıldıyordu İnanna Dumuzi'nin karşısında. Dumuzi ona sevinçle baktı. Boynuna sarıldı. Öptü onu.

 


İnanna:
Sana anlattıklarımdan aşıklar türkü yaksın.
Sana anlattıklarım kulaktan ağza geçsin,
yaşlısından gencine dolansın:
Rahmim, bolluk ırmağı,
Göğün teknesi,
Arzuyla dolup taşıyor hilal ay gibi
Sürülmemiş tarlalarım ekilmeden duruyor, öylece.
Ya beni, İnanna,
Kim herg edecek rahmimi?
Kim herg edecek tepelerimi?
Kim herg edecek sulak arazilerimi?
Ya beni, genç kadın,
Kim herg edecek rahmimi?
Kim koşacak öküzü oraya?
Kim herg edecek rahmimi?

Dumuzi:
Ey yüce kadın, yüce erkek herg edecek rahmini.
Ben, yüce erkek Dumuzi, herg edeceğim senin döl yatağını.

İnanna:
Öyleyse herg et rahmimi, yüreğimin erkeği.
Herg et döl yatağımı.

Anlatıcı: Yüce erkeğin kucağında bir dağ selvisi yükseldi. Fidanlar yetişti yanı başlarında. Ekinler serpilip gelişti yanlarında. Bahçeler çoğaldı bollukla.

İnanna türküsünü çığırdı:
O tomurcuklandırdı, o yetiştirdi.
O suyun kenarına ekilmiş maruldur.
O döl yatağımın en sevdiği.
Düzlüklerdeki bolluk bahçem.
Saban izinde boy veren arpam.
Tepesine kadar meyveyle dolu elma ağacım.
O suyun kenarına ekilmiş maruldur.
Balcı erkeğim, balcı erkeğim tatlandırır beni hep.
Erkeğim, yüce güçlerin balcısı.
Odur rahmimin en sevdiği.
Eli baldır, ayağı baldır.
Tatlandırır beni hep.
Göbeğimin ateşli coşkulu okşayıcısı.
Yumuşak kalçalarımın okşayıcısı.
Döl yatağımın en sevdiği kişi.
O suyun kenarına ekilmiş maruldur.

Dumuzi türküsünü çığırdı:
Kadınım, memelerin senin tarlandır.
İnanna, memelerin senin tarlandır.
Uçsuz bucaksız tarlalarında fidanlar fışkırıyor
Uçsuz bucaksız tarlalarında ekinler fışkırıyor
Yükseklerden sular akıyor senin hizmetine
Yükseklerden ekmek akıyor senin hizmetine
Akıt onu benim için, İnanna,
İçeçeğim sunduğun her şeyi.

İnanna türküsünü çığırdı:
Sütünü tatlı ve koyu yap, erkeğim.
Çobanım, içeceğim taze sütünden
Vahşi boğa Dumuzi, sütün tatlı ve koyu olsun.
Taze sütünden içeceğim.
Keçilerin sütü benim ağılımda sağılsın
Bereketli yayığım bal peynirlerle dolsun.
Yüce Dumuzi, senin taze sütünden içeceğim.
Eşim benim, ağılımı koruyacağım senin için.
Gözleyeceğim yaşam diyarını, ambarlarını, senin.
Titreşerek ışıldıyor, Sümer'e neşe veren yer.
Ülkelerin geleceğini belirleyen diyar.
Halkların yaşam soluğu olan diyar.
Ben, bu diyarın kutlu kadını, gözetleyeceğim senin yurdunu.

Dumuzi:
Kardeşim, seninle giderdim benim bahçeye
İnanna, seninle giderdim benim bahçeye
Seninle giderdim benim meyve bahçesine
Seninle giderdim benim elma ağacına
Orada, tatlı, bala bulanmış tohumlar ekerdim.

İnanna:
O beni bahçesine götürdü.
Kardeşim, Dumuzi, beni bahçesine götürdü.
Onunla dikili ağaçların arasında dolaştık.
Onunla devrilmiş ağaçların arasında dineldik.
Elma ağacının yanında dizimin üstüne çöktüm
Kardeşimin türküsüyle gelişinden önce,
Kavak yapraklarının arasından beni öne çıkaran
İkindi sıcağında bana gelen,
Erkeğim Dumuzi'den önce,
Dölyatağımdan fidanlar fışkırttım
Fidanlar diktim ondan önce
Fidanlar fışkırttım ondan önce
Ekinler diktim ondan önce
Ekinler fışkırttım ondan önce
Ekinler fışkırttım dölyatağımdan

İnanna türküsünü çığırdı:
Dün gece ben, yüce kadın, ışıldarken
Dün gece ben, göğün yüce kadını, ışıldarken
Işıldayıp dans ederken
Gelen gecede övgü şarkıları söylerken
O benimle buluştu, benimle buluştu
Erkeğim Dumuzi benimle buluştu
Elini elime doladı
Boynunu boynuma
Bereketlim hazır, bolluklar rahmi için
Erkeğim Dumuzi hazır, bolluğun rahmi için
Tarlasındaki fidanlar ve otlar erginleşmiş
Ah dolup taşan Dumuzi hazzımın kaynağı.

Anlatıcı: Çağırdı, çağırdı, yatağa çağırdı! Yüreklere neşe katan yatağa çağırdı, rahmi tatlandıran yatağa çağırdı, yüce erlik yatağına çağırdı, yüce dişilik yatağına çağırdı.

İnanna:
Yüreklere neşe saçan yatak hazırlansın!
Rahmi tatlandıran yatak hazırlansın!
Yüce erlik yatağı hazırlansın!
Yüce dişilik yatağı hazırlansın!
Yüceliğin yatağı hazırlansın!

Anlatıcı: İnanna çarşafı serdi yatağa. Çağırdı erkeğini: "Yatak hazır" dedi, İnanna. Yatak odasına çağırdı. "Yatak bekliyor" dedi, İnanna. Eliyle eline dokundu İnanna'nın. Eliyle yüreğine dokundu. Hoş gelir el ele yatmak. Daha hoşu ise yürek yüreğe yatmaktır.

İnanna:
Vahşi boğa için yundum.
Yundum çoban Dumuzi için.
Her yanıma hoş kokan yağlar sürdüm
Ağzıma hoş kokan reçine sürdüm
Gözlerime sürme çektim
Nazik elleriyle rahmimi hazırladı.
Çoban Dumuzi kaymak ve süt ile doldurdu kucağımı
Kasık tüylerimi okşadı
Döl yatağımı suladı
Ellerini bereketli fercime soktu
Kara teknemi kaymakla yumuşattı
Dar teknemi sütle uyardı
Kıvrandırdı yatakta beni.
Şimdi ben okşayacağım erkeğimi yatakta,
Ben okşayacağım güvenilir çoban Dumuzi'yi
Sarılacağım beline, ülkenin çobanlık yurduna
Onun için tatlı bir yol çizeceğim.

Anlatıcı: Göklerin yüce kadını, güçlü kadını, anasından da yüce, Ben'liğini Enki'nin tanıttığı, İnanna, Ay'ın ilk kızı, Dumuzi'nin yoluna karar verdi.

İnanna:
Savaşta, önderim.
Çatışmada, zırhlı kalkanım.
Cemlerde, savunucuyum
Seferberlikte, ilhamım
Sen, kutlu yurdun uzlaşılmış çobanı
Sen, yüce erkek, Uruk'un güven verici besleyicisi
Sen, An'ın yüce yurdunun ışığı
Her yolda uygunsun:
Yükseklerde başını dik tutmak için
Lacivert taşından oturakta oturmak için
Başını kutlu başlıkla süslemek için
Vücuduna uzun giysi geçirmek için
Yüce yurdun giysisini sarınmak için
Gürz ve kılıç kuşanmak için
Uzunca yay ve okunu doğrultmak için
Yanlarında dön-gel tahtası ve sapan taşımak için
Elinde kutlu asa ile yolunda koşmak için
Ve ayağında kutlu terlikle,
Bereketli memelerin üzerinde hoplamak için
lacivert taşından buzağı gibi
Sen, süratli koşan, seçilmiş çoban
Her açıdan uygunsun.
Yüreğin uzun günlerin tadını çıkarsın.
An senin için belirledi onu, dönüşmesin.
Enlil devretti onu değişmesin
Ningal'ın gözdesi sensin.
İnanna'nın sevgilisi oldun sen.

Anlatıcı: Ninşubur, Uruk'un kutlu yurdunun güvenilir hizmet sunanı, İnanna'nın tatlı kalçalarına yöneltti Dumuzi'yi ve konuştu:

Ninşubur:
Yüce kadın, işte yüreğinin tercihi, yüce erkek, senin aşkın.
Doğurgan kasıklarıyın tadıyla geçirsin uzunca günleri.
Şanlı ve yararı dokunacak bir egemenlik ver ona
Temeli sımsıkı olan yüceliğin yerini sun ona
Çobanın adalet asasını sun ona
Her daim olan ve başında ışıklar saçan ulu görevi ver ona
Güneşin doğduğu yerden, güneşin battığı yere
Kuzeyden, güneye
Yukarı denizden, aşağı denize
Huluppu (yaşam) ağacının diyarından, dağ selvisi diyarına
Çoban asasıyla tüm Sümer ve Akad'ı korusun.
Çiftçi tarlaları bereketlendirsin
Çoban ağılları dolup taşırsın
Egemenliğindeki yerlerde bitkiler bitsin
Egemenliğindeki yerlerde bol ekinler yetişsin
Sazlıklarda balıklar ve kuşlar çene çalsın
Kamışlıklarda taze ve olgun kamışlar boy atsın
Bozkırlarda karacalar ve yaban keçileri çoğalsın
Meyve bahçelerinde bal ve şarap olsun
Çayırlarında marul ve tere yetişsin
Bu yurtta uzun yaşamlar sürülsün
Fırat ve Dicle dolup taşsın
Kıyılarında bitkiler yetişsin, çayırla dolsun,
Bitkilerin yüce dişisi, ekinleri öbek öbek tınazlarla yığsın
Ah yerin ve göğün yüce kadını,
Tüm kainatın yüce dişisi
Bırak, senin tatlı kasıklarında uzun günlerin sefasını sürsün.

Anlatıcı: Yüce erkek kalkık kafasıyla kasıklarına yanaştı. O, kalkık kafasıyla İnanna'nın kasıklarına yanaştı. Yüce kadına yanaştı kalkık kafasıyla. Açtı kollarını açabildiğince göğün bereketli dişisine.


İnanna:
Sevgilim, gözümün zevk bahçesi, buluştu benle.
Neşelendik birlikte.
Benim tadımı çıkardı.
Yurduna aldı beni.
Hoş kokan baldan yatağına uzattı beni.
Tatlı aşkım, yüreğimin yanında uzanıyor.
Sırayla dillerimizi birleştiriyoruz
Nazik Dumuzi'm elli kez yaptı böyle.
Şimdi, tatlı aşkım doydu bana.
Şimdi diyor ki:
Bırak beni, kardeşim, bırak beni.
Babamın küçük kızı olacaksın.
Gel, sevgili kardeşim, bırak beni, yurduma gideyim.

İnanna:
Çiçek-taşıyıcım benim, baştan çıkarışın ne hoştu.
Elma bahçesinde çiçek taşıyıcım
Elma bahçesinde meyve taşıyıcım
Dumuzi-Absu, baştan çıkarışın ne hoştu.
Korkusuzum benim,
Ne kadar da zevkliydi baştan çıkarışın.

Türkçeye Çeviren: Aşkın Devrim KARACA
16 Nisan 2015

Arama Sözcükleri: İnanna ve Dumuzi, Tarihteki ilk flört, Sümerde Flört, Sümer tarihi yazıları.

Metnin ingilizcesi için kaynaklar:
http://academic.brooklyn.cuny.edu/classics/jvsickle/mpinacrt.pdf
http://www.mesopotamiangods.com/the-courtship-of-inanna-and-dumuzi/