kaxumabuk öyküleri |
-bre deyyusun dölü, bre yol şaşkını, sen kim oluyon da sevdicenin başkasına bakışına boh atıyon. kulağınla duymaya, gozünle görmeye devam ettiğinde yola çıkabilir misin zannettin.
(yutkundu fırçayı yiyince öfke ve saygının arasında boğularak)
-Piirimana ne görmesi ne duyması benim yüreğim acıyor düşündükçe, diyorum. sense maşallah ağzıma sıçtın attın. sen değil misin yoluna düşeceğim?
-ey talip oğlan sen ne aptalsın! yolu görmezsen gözün nedir ki yanında; yolu duymaysan nedir ki kulağın! vah vahlar olsun sana! zihninin dedikodularıyla beni tırtıklama. bre eşşeğin oğlu. nasıl göreceğn yürağn ateşini, nasıl duyacan gönlün sesini? kız senin yüreğini okşuyor da sen onun ellere meyletmesine mi bozuluyoğn, kız senin gönlünü coşturur da onu kendi malın mı görün? Kendine bakmayı, kendini duymayı bilmeden sen nasıl içine alacağn o kızı! kapıların eşiğinde dur, boşlukta dikil, boş boş seyret aha bu alemi görmeden, dinle bir hele sesleri duymadan. o vakit gelecektir...
kaxumabuk öyküleri
Aşkın Devrim Karaca
21 mart 2014