İnanna ve Dumuzi Flörtü
Ön Açıklama: İnanna ve Temmuz'un (Dumuzi) birbirini ayartmasını anlatan bu şiirsel kadim öykünün ingilizce aslında kral, kraliçe, tanrı, kutsal tapınak, kutsal kolye vs. gibi günümüzün politik ve dinsel inançlarını yansıtmaya çalışan özellikle kapitalist dünya görüşünün son derece tehlikeli ve yanıltıcı terimlerine baş vurulmuş olduğu görülüyor. Sümerce asıllarına biz ulaşamadığımız ve Sümerce öğrenmediğimiz sürece, bu araştırmayı yapanların dünya görüşlerine veya inançlarına mahkum kalmaya mecburuz. Ancak, benim yapmaya çalıştığım gibi çeviri yaparkan duyargalarınızı açık tutup kadim yazıları bu tip kavramlardan ayıklayabilir, sadeleştirebilirsiniz. Ne kadar saygın olurlarsa olsunlar, sözlüklerin bile taraflı olabileceğini unutmayınız.
Doğu öğretileri üzerine sık sık kendim için çeviri yapıyorum. Çin kadim öğretilerinden (bunlar temelleri Grek felsefesinden çok farklı bilimdir özünde) Tao üzerine İngilizce ve Almanca çevirilerde sık sık "Tao" nun bir çeşit "Tanrı" olarak çevrildiğini görüyorum. Oysa "Tao" bizim topraklarımızda da özellikle Alevi'lerce de kullanılan "Yol" kavramıdır. Başlı başına derin bir öğretidir. Bu öğretilerde kainat yaratılmış bir şey değildir. Yaratan kavramı da görülmez. Konuyla ilgili kitaplardan (Britanica-Mesopotamia: The World's Earliest Civilization) anlaşılıyor ki, M.Ö.3000 ve öncesi dönemlerde Mezopotomya halkları "doğal güçleri" bugün anlatıldığı gibi "tanrı" olarak ele almıyorlardı. Bu kadim uygarlıkların özellikle ilk dönemlerinde "Tanrı" kavramının aslında olmadığını, komünal yaşayan toplumlar olduğunu, batı çevirilerinde "kutsal tapınak" denilen yerin aslında yine bizde günümüzde bile hala Alevilerce uygulanan Cem (Toplanmak) gibi bir çeşit meclis olduğunu, bu yerin tapınmayla alakasının olmadığını, gündelik işlerin yönetildiği bir kurul olduğunu, Prof. Gönül Alpay Tekin'in anlattıklarından çıkarabiliyoruz.
Bu gerekçelerle, bu çeviri ne tanrısal, ne dinsel ne de ahlaki terimler içerir. Onun yerine yüce kadın, bereketli dişi vs. gibi terimler kullanmayı tercih ettim. Tarım terimleri için, Orta Anadolu'nun çiftçilik terimlerini kullanmaya çalıştım. Şimdi, son derece erotik diliyle doğada döllenmeyi, değişimi, dönüşümü kendine has masalsı diliyle aktaran bu kadim yazılı ilk cilveleşmeye göz atın bakalım, nasıl bulacaksınız. Dillerine bir bakın, hele. Bu öykü bir çok çeviride "Dumuzi ve İnanna'nın Düğünü" yada "Evliliği" gibi aktarılmış. Düğün ve evlilik kavramlarını böylesi bir metin için çok saçma buluyoruz.
Aşkın Devrim KARACA, 16 Nisan 2015
Utu :
Güneş'i temsil ediyor. Eril. İnanna ile kardeşler.
İnanna :
Aşkı, bereketi ve savaşı temsil ediyor. Dişil.
Dumuzi
: Temmuz, çoban, ekim ve hasatın bereketi, canlı doğanın
devamında etken. Eril.
Ningal :
İnanna ondan doğdu. Ay'ı temsil ediyor. Dişil.
Ninşubur
: Gün doğuşunun habercisi. İnanna'ya eşlik eder. Bazen eril
bazen dişil ele alınmış.
Küçük Sözlük:
Eğirmek: Kirman (iğ) gibi bir ahşap aletle lifli malzemelerin iplik haline getirilmesidir.
Herg etmek: Toprağı alt üst edecek şekilde sürmek.
Tınaz: Harman yerindeki ekin yığını
Küçük Sözlük:
Eğirmek: Kirman (iğ) gibi bir ahşap aletle lifli malzemelerin iplik haline getirilmesidir.
Herg etmek: Toprağı alt üst edecek şekilde sürmek.
Tınaz: Harman yerindeki ekin yığını
Utu,
İnanna'ya şunları söyledi:
Körpe
kadın, dolgun keten danesi güzel olur.
İnanna,
tahıl daneleri ışıl ışıl sabanın izinde.
Onu
çapalayacağım, sana vereceğim.
Biraz
keten bezi, ufak veya büyük, hep ihtiyaçtır.
İnanna,
sana getireceğim onu.
İnanna:
Kardeşim,
hadi keteni getirdin,
Kim
tarayacak onu, peki bana?
Utu:
Kardeşim,
sana tarayıp da getireceğim.
İnanna:
Utu,
hadi tarayıp getirdin,
Kim
eğirecek onu, peki bana?
Utu:
İnanna,
sana eğirip de getireceğim.
İnanna:
Kardeşim,
hadi eğirip getirdin,
Kim
yumaklayacak onu, peki bana?
Utu:
Kardeşim,
sana yumaklayıp da getireceğim.
İnanna:
Utu,
hadi yumaklayıp getirdin,
Kim
dokuyacak onu, peki bana?
Utu:
Kardeşim,
sana dokuyup da getireceğim.
İnanna:
Utu,
hadi dokuyup da getirdin,
Kim
ağartacak onu, peki bana?
Utu:
İnanna,
sana ağartıp da getireceğim.
İnanna:
Kardeşim,
ağartılmış çarşafı getirince,
Kim
yatacak benimle, pekiyi?
Utu,
kim yatacak benimle?
Utu:
Kardeşim,
erkeğin yatacak seninle.
O,
doğurgan bir rahimden doğdu.
O,
kutlu bir birleşmeden üredi.
Dumuzi,
çobandır, o yatacak seninle.
İnanna:
Hayır,
kardeşim!
Çiftçidir,
yüreğimdeki erkek odur.
Ekinleri
tınaz eden.
Ambarlarımı
düzenli dolduran.
Utu:
Kardeşim,
çobanla eş ol.
Niçin
isteksizsin?
Kaymağı
iyidir, sütü iyidir.
Neye
dokunsa ışıldar parlar.
İnanna,
Dumuzi'yle eş ol.
Kantaşından
bereket gerdanlığıyla süslenen, sen,
Niçin
isteksizsin?
Dumuzi,
kaymağını paylaşacak seninle.
Sen
ki yolun, o yüce erkeği gözetmektir,
Niçin
isteksizsin?
İnanna:
Çoban
mı? Yatmam Çobanla.
Üstü
başı kaba, yünü sert.
Ben,
çiftçiyle yatacağım.
Çiftçi,
giysilerim için keten üretir.
Çiftçi,
masam için arpa üretir.
Dumuzi:
Ne
diye çiftçiden bahsediyorsun?
Ne
diye ondan bahsediyorsun?
O,
sana kara un veriyorsa,
Ben
sana, kara yün veririm.
O,
sana ak un veriyorsa,
Ben
sana, ak yün veririm.
O,
sana arpasuyu veriyorsa,
Ben
sana tatlı süt veririm.
O,
sana ekmek veriyorsa,
Ben
sana, bal peynir veririm.
Ben
artakalan kaymağımı çiftçiye veririm.
Ben
artakalan sütümü çiftçiye veririm.
Ne
diye çiftçiden söz ediyorsun?
Benden
fazla neyi var onun?
İnanna:
Behey
Çoban, anam Ningal olmasa savrulacaktın.
Ebem
Ningikuga olmasa bozkırda sürtecektin.
Babam
Nanna olmasa, çatın olamazdı,
Kardeşim
Utu olmasa...
Dumuzi:
İnanna,
kavga çıkarma şimdi!
Babam
Enki, baban Nanna kadar cömerttir.
Anam
Sirtur, anan Ningal kadar cömerttir.
Bacım
Geştinanna, seninki kadar cömerttir.
Ey
yüce kadın, hadi gel, bunlardan konuşalım!
Anlatıcı:
Onların konuştukları arzunun sözcükleriymiş. Tutuştukları
kavga ise aşıkların birbirini arzulamasına dönüşmüş. Çoban
o yüce kutlu yere kaymakla gitmiş. Dumuzi, o yüce yere sütle
gitmiş. Kapısına varınca, bağırmış:
Dumuzi:
Aç
kapıyı kadınım, aç kapıyı!
Anlatıcı:
İnanna, koşarak Ningal'a gitmiş, kendini doğurana. Ningal, kızına
şu öğütleri vermiş:
Ningal:
Yavrum,
bu genç erkek artık baban olacak.
Kızım,
bu genç erkek artık anan olacak.
O,
seni baban gibi şenlendirecek,
O,
sana anan gibi özenle bakacak.
Aç
kapıyı kızım, aç kapıyı!
Anlatıcı:
İnanna anasının öğütlerine uydu. Yundu, hoşluk veren kokulu
yağlar süründü. Beyaz elbisesiyle sardı bedenini. Neyi varsa
hazır etti. Lacicert taşından gerdanlığı taktı boynuna.
Mührünü eline aldı. Dumuzi sabırsızlıkla beklemişti. İnanna
kapıyı açtı ona. Işıldıyordu İnanna Dumuzi'nin karşısında.
Dumuzi ona sevinçle baktı. Boynuna sarıldı. Öptü onu.
İnanna:
Sana
anlattıklarımdan aşıklar türkü yaksın.
Sana
anlattıklarım kulaktan ağza geçsin,
yaşlısından
gencine dolansın:
Rahmim,
bolluk ırmağı,
Göğün
teknesi,
Arzuyla
dolup taşıyor hilal ay gibi
Sürülmemiş
tarlalarım ekilmeden duruyor, öylece.
Ya
beni, İnanna,
Kim
herg edecek rahmimi?
Kim
herg edecek tepelerimi?
Kim
herg edecek sulak arazilerimi?
Ya
beni, genç kadın,
Kim
herg edecek rahmimi?
Kim
koşacak öküzü oraya?
Kim
herg edecek rahmimi?
Dumuzi:
Ey
yüce kadın, yüce erkek herg edecek rahmini.
Ben,
yüce erkek Dumuzi, herg edeceğim senin döl yatağını.
İnanna:
Öyleyse
herg et rahmimi, yüreğimin erkeği.
Herg
et döl yatağımı.
Anlatıcı:
Yüce erkeğin kucağında bir dağ selvisi yükseldi. Fidanlar
yetişti yanı başlarında. Ekinler serpilip gelişti yanlarında.
Bahçeler çoğaldı bollukla.
İnanna
türküsünü çığırdı:
O
tomurcuklandırdı, o yetiştirdi.
O
suyun kenarına ekilmiş maruldur.
O
döl yatağımın en sevdiği.
Düzlüklerdeki
bolluk bahçem.
Saban
izinde boy veren arpam.
Tepesine
kadar meyveyle dolu elma ağacım.
O
suyun kenarına ekilmiş maruldur.
Balcı
erkeğim, balcı erkeğim tatlandırır beni hep.
Erkeğim,
yüce güçlerin balcısı.
Odur
rahmimin en sevdiği.
Eli
baldır, ayağı baldır.
Tatlandırır
beni hep.
Göbeğimin
ateşli coşkulu okşayıcısı.
Yumuşak
kalçalarımın okşayıcısı.
Döl
yatağımın en sevdiği kişi.
O
suyun kenarına ekilmiş maruldur.
Dumuzi
türküsünü çığırdı:
Kadınım,
memelerin senin tarlandır.
İnanna,
memelerin senin tarlandır.
Uçsuz
bucaksız tarlalarında fidanlar fışkırıyor
Uçsuz
bucaksız tarlalarında ekinler fışkırıyor
Yükseklerden
sular akıyor senin hizmetine
Yükseklerden
ekmek akıyor senin hizmetine
Akıt
onu benim için, İnanna,
İçeçeğim
sunduğun her şeyi.
İnanna
türküsünü çığırdı:
Sütünü
tatlı ve koyu yap, erkeğim.
Çobanım,
içeceğim taze sütünden
Vahşi
boğa Dumuzi, sütün tatlı ve koyu olsun.
Taze
sütünden içeceğim.
Keçilerin
sütü benim ağılımda sağılsın
Bereketli
yayığım bal peynirlerle dolsun.
Yüce
Dumuzi, senin taze sütünden içeceğim.
Eşim
benim, ağılımı koruyacağım senin için.
Gözleyeceğim
yaşam diyarını, ambarlarını, senin.
Titreşerek
ışıldıyor, Sümer'e neşe veren yer.
Ülkelerin
geleceğini belirleyen diyar.
Halkların
yaşam soluğu olan diyar.
Ben,
bu diyarın kutlu kadını, gözetleyeceğim senin yurdunu.
Dumuzi:
Kardeşim,
seninle giderdim benim bahçeye
İnanna,
seninle giderdim benim bahçeye
Seninle
giderdim benim meyve bahçesine
Seninle
giderdim benim elma ağacına
Orada,
tatlı, bala bulanmış tohumlar ekerdim.
İnanna:
O
beni bahçesine götürdü.
Kardeşim,
Dumuzi, beni bahçesine götürdü.
Onunla
dikili ağaçların arasında dolaştık.
Onunla
devrilmiş ağaçların arasında dineldik.
Elma
ağacının yanında dizimin üstüne çöktüm
Kardeşimin
türküsüyle gelişinden önce,
Kavak
yapraklarının arasından beni öne çıkaran
İkindi
sıcağında bana gelen,
Erkeğim
Dumuzi'den önce,
Dölyatağımdan
fidanlar fışkırttım
Fidanlar
diktim ondan önce
Fidanlar
fışkırttım ondan önce
Ekinler
diktim ondan önce
Ekinler
fışkırttım ondan önce
Ekinler
fışkırttım dölyatağımdan
İnanna
türküsünü çığırdı:
Dün
gece ben, yüce kadın, ışıldarken
Dün
gece ben, göğün yüce kadını, ışıldarken
Işıldayıp
dans ederken
Gelen
gecede övgü şarkıları söylerken
O
benimle buluştu, benimle buluştu
Erkeğim
Dumuzi benimle buluştu
Elini
elime doladı
Boynunu
boynuma
Bereketlim
hazır, bolluklar rahmi için
Erkeğim
Dumuzi hazır, bolluğun rahmi için
Tarlasındaki
fidanlar ve otlar erginleşmiş
Ah
dolup taşan Dumuzi hazzımın kaynağı.
Anlatıcı:
Çağırdı, çağırdı, yatağa çağırdı! Yüreklere neşe
katan yatağa çağırdı, rahmi tatlandıran yatağa çağırdı,
yüce erlik yatağına çağırdı, yüce dişilik yatağına
çağırdı.
İnanna:
Yüreklere
neşe saçan yatak hazırlansın!
Rahmi
tatlandıran yatak hazırlansın!
Yüce
erlik yatağı hazırlansın!
Yüce
dişilik yatağı hazırlansın!
Yüceliğin
yatağı hazırlansın!
Anlatıcı:
İnanna çarşafı serdi yatağa. Çağırdı erkeğini: "Yatak
hazır" dedi, İnanna. Yatak odasına çağırdı. "Yatak
bekliyor" dedi, İnanna. Eliyle eline dokundu İnanna'nın.
Eliyle yüreğine dokundu. Hoş gelir el ele yatmak. Daha hoşu ise
yürek yüreğe yatmaktır.
İnanna:
Vahşi
boğa için yundum.
Yundum
çoban Dumuzi için.
Her
yanıma hoş kokan yağlar sürdüm
Ağzıma
hoş kokan reçine sürdüm
Gözlerime
sürme çektim
Nazik
elleriyle rahmimi hazırladı.
Çoban
Dumuzi kaymak ve süt ile doldurdu kucağımı
Kasık
tüylerimi okşadı
Döl
yatağımı suladı
Ellerini
bereketli fercime soktu
Kara
teknemi kaymakla yumuşattı
Dar
teknemi sütle uyardı
Kıvrandırdı
yatakta beni.
Şimdi
ben okşayacağım erkeğimi yatakta,
Ben
okşayacağım güvenilir çoban Dumuzi'yi
Sarılacağım
beline, ülkenin çobanlık yurduna
Onun
için tatlı bir yol çizeceğim.
Anlatıcı:
Göklerin yüce kadını, güçlü kadını, anasından da yüce,
Ben'liğini Enki'nin tanıttığı, İnanna, Ay'ın ilk kızı,
Dumuzi'nin yoluna karar verdi.
İnanna:
Savaşta,
önderim.
Çatışmada,
zırhlı kalkanım.
Cemlerde,
savunucuyum
Seferberlikte,
ilhamım
Sen,
kutlu yurdun uzlaşılmış çobanı
Sen,
yüce erkek, Uruk'un güven verici besleyicisi
Sen,
An'ın yüce yurdunun ışığı
Her
yolda uygunsun:
Yükseklerde
başını dik tutmak için
Lacivert
taşından oturakta oturmak için
Başını
kutlu başlıkla süslemek için
Vücuduna
uzun giysi geçirmek için
Yüce
yurdun giysisini sarınmak için
Gürz
ve kılıç kuşanmak için
Uzunca
yay ve okunu doğrultmak için
Yanlarında
dön-gel tahtası ve sapan taşımak için
Elinde
kutlu asa ile yolunda koşmak
için
Ve
ayağında kutlu terlikle,
Bereketli
memelerin üzerinde hoplamak için
lacivert
taşından buzağı gibi
Sen,
süratli koşan, seçilmiş çoban
Her
açıdan uygunsun.
Yüreğin
uzun günlerin tadını çıkarsın.
An
senin için belirledi onu, dönüşmesin.
Enlil
devretti onu değişmesin
Ningal'ın
gözdesi sensin.
İnanna'nın
sevgilisi oldun sen.
Anlatıcı:
Ninşubur, Uruk'un kutlu yurdunun güvenilir hizmet sunanı,
İnanna'nın tatlı kalçalarına yöneltti Dumuzi'yi ve konuştu:
Ninşubur:
Yüce
kadın, işte yüreğinin tercihi, yüce erkek, senin aşkın.
Doğurgan
kasıklarıyın tadıyla geçirsin uzunca günleri.
Şanlı
ve yararı dokunacak bir egemenlik ver ona
Temeli
sımsıkı olan yüceliğin yerini sun ona
Çobanın
adalet asasını sun ona
Her
daim olan ve başında ışıklar saçan ulu görevi ver ona
Güneşin
doğduğu yerden, güneşin battığı yere
Kuzeyden,
güneye
Yukarı
denizden, aşağı denize
Huluppu
(yaşam) ağacının diyarından, dağ selvisi diyarına
Çoban
asasıyla tüm Sümer ve Akad'ı korusun.
Çiftçi
tarlaları bereketlendirsin
Çoban
ağılları dolup taşırsın
Egemenliğindeki
yerlerde bitkiler bitsin
Egemenliğindeki
yerlerde bol ekinler yetişsin
Sazlıklarda
balıklar ve kuşlar çene çalsın
Kamışlıklarda
taze ve olgun kamışlar boy atsın
Bozkırlarda
karacalar ve yaban keçileri çoğalsın
Meyve
bahçelerinde bal ve şarap olsun
Çayırlarında
marul ve tere yetişsin
Bu
yurtta uzun yaşamlar sürülsün
Fırat
ve Dicle dolup taşsın
Kıyılarında
bitkiler yetişsin, çayırla dolsun,
Bitkilerin
yüce dişisi, ekinleri öbek öbek tınazlarla yığsın
Ah
yerin ve göğün yüce kadını,
Tüm
kainatın yüce dişisi
Bırak,
senin tatlı kasıklarında uzun günlerin sefasını sürsün.
Anlatıcı:
Yüce erkek kalkık kafasıyla
kasıklarına yanaştı. O, kalkık kafasıyla İnanna'nın
kasıklarına yanaştı. Yüce kadına yanaştı kalkık kafasıyla.
Açtı kollarını açabildiğince göğün bereketli dişisine.
İnanna:
Sevgilim,
gözümün zevk bahçesi, buluştu benle.
Neşelendik
birlikte.
Benim
tadımı çıkardı.
Yurduna
aldı beni.
Hoş
kokan baldan yatağına uzattı beni.
Tatlı
aşkım, yüreğimin yanında uzanıyor.
Sırayla
dillerimizi birleştiriyoruz
Nazik
Dumuzi'm elli kez yaptı böyle.
Şimdi,
tatlı aşkım doydu bana.
Şimdi
diyor ki:
Bırak
beni, kardeşim, bırak beni.
Babamın
küçük kızı olacaksın.
Gel,
sevgili kardeşim, bırak beni, yurduma gideyim.
İnanna:
Çiçek-taşıyıcım
benim, baştan çıkarışın ne hoştu.
Elma
bahçesinde çiçek taşıyıcım
Elma
bahçesinde meyve taşıyıcım
Dumuzi-Absu,
baştan çıkarışın ne hoştu.
Korkusuzum
benim,
Ne
kadar da zevkliydi baştan çıkarışın.
Türkçeye
Çeviren: Aşkın Devrim KARACA
16
Nisan 2015
Arama
Sözcükleri: İnanna ve Dumuzi, Tarihteki ilk flört, Sümerde
Flört, Sümer tarihi yazıları.
Metnin
ingilizcesi için kaynaklar:
http://academic.brooklyn.cuny.edu/classics/jvsickle/mpinacrt.pdf
http://www.mesopotamiangods.com/the-courtship-of-inanna-and-dumuzi/